Çene eklemlerimiz, çiğneme, konuşma ve yutkunma gibi fonksiyonlar sırasında çalışan ve hemen hemen 24 saat boyunca işlev gören bir eklemdir.
Konuşma ve uyku sırasında oldukça hafif kuvvetlerle kısıtlı hareketler yaparken, çiğneme sırasında 50-60 kilogramlık yüklere maruz kalabilmektedir. Bu eklem aynı zamanda, hareket sırasında yuvasından çıkarak “Translasyon” hareketi dediğimiz hareketi de yapan vücuttaki tek eklemdir. Fonksiyon sırasında 3 boyutta da yapılan eklem hareketleri sebebiyle oldukça hassas bir yapısı vardır. Çene eklemlerinin konumunu etkileyen bir başka etken de, dişsel ilişkilerdir. Dişsel kapanış, çeneyi ön-arka yönde ve yana doğru hareket ettirerek çene ekleminin de konumunu değiştirir. Bu hassas eklemde zaman zaman bozukluklar görülebilir. Romatizmal hastalıklar, çeneye gelen travmalar, dişsel kapanışı bozan her türlü durum (diş çekimi, çapraşıklık, hatalı ya da eski kaplamalar ve dolgular gibi) çene eklemlerinde sorunlar yaratabilir. Bu durum kendisini çene hareketlerinde ses, ağrı ve hareket kısıtlılığı olarak gösterebilir.
Eklem hastalıklarının tedavisinde öncelik sebebin ortadan kaldırılmasıdır. Bu amaçla enfekte dişler ve hatalı ve eskimiş protezler yenilenir. Çene ekleminin normal yerine konumlanması için splint ya da gece plağı denen ağız içi aparey yapılır. Bu plağın pek çok çeşidi vardır ve kişinin durumuna göre özel yapılması gereklidir. 3-6 ay arası plak tedavisi gören kişide değişimler gözlenir ve iyileşme durumuna göre ek tedaviler önerilebilir.
Eklem hastalıklarından korunmak için, iyi bir ağız bakımı ile diş kaybının önlenmesi, diş çürüğü, diş eti hastalıkları gibi durumlarda gecikmeden diş hekimine başvurulması, sakız çiğnemek ya da çok sert gıdalar tüketmek gibi eklem ve kasları aşırı yoracak eylemlerden kaçınılması gereklidir.