Diş hekimi korkusu, modern anestezi teknikleriyle büyük oranda ortadan kalksa da, bazı kişiler özellikle çocukluk çağlarında yaşadıkları travmaların etkisiyle bu korkuyu hâlâ yaşamaktadırlar. Kimi hastalarımız diş hekimliğinde kullanılan cihaz ve aletlerin sesinden rahatsız olmakta, bazıları ise diş hekiminin kapısından dahi girememektedir.
Zihinsel ya da bedensel engelli bireylerin ve bazı çocukların da tedavilerinde zorluklar olabilmektedir. Bazen panik atak vb gibi durumlarda hastalar ani hareketler yaparak hekime müdahale edebilmekte, bu da yapılan işlemde ve hastada zarara sebep olabilmektedir.
Bu gibi durumlarda hastayı daha rahatlatmak ve yapılan işlemi kolaylaştırmak açısından sedasyon denen teknik kullanılabilir. Sedasyonun avantajlarından birisi, hastanın yorgunluk hissetmemesi, bir seansta birden fazla tedavinin yapılabilmesidir.
Sedasyon, damar yolu ya da ağızdan alınan özel ilaçlarla kişinin bilincinin tamamen kapatılmadan rahatlatılması durumudur. Sedasyon, bilinçli ya da derin sedasyon olarak ikiye ayrılabilir. Bilinçli sedasyon altındaki kişi hekimin iletişimine cevap verebilir, konuşabilir ve söylenenleri anlayabilir.
Bununla birlikte tedavi sırasında oldukça rahattır ve ağrı hissetmez. Derin sedasyon ise daha çok genel anesteziye benzer. Diş tedavilerinde genelde bilinçli sedasyon uygulanır. Bilinçli sedasyon, hastane şartlarında, yoğun bakım uzmanı nezaretinde yapılır. Bu anlamda oldukça güvenli bir yöntemdir.
Tedavi uygulanmasının ardından derlenme oldukça hızlı olur ve dakikalar içerisinde kişi sedasyondan çıkartılabilir ve kişinin hastanede yatmasına gerek yoktur. Sedasyonun en güzel yönlerinden birisi, kısa geçmişe yönelik hafızada iz bırakmaması, hastanın son bir kaç saati hatırlamamasıdır.
Bu sebepten dolayı çocuklarda diş hekimi korkusu oluşmaz. Hasta sedasyon işleminden sonra klinikten yürüyerek ayrılabilir. Nadiren baş dönmesi vb gibi durumlar olabildiği için bir refakatçisinin olması önerilir. Bu anlamda günlük pratikte uygulanabilecek bir tedavi şeklidir.